ÖĞRETMENLERİMİZ
ÖĞRETMENLERİMİZ
24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanır . Her yıl geceler tertiplenir , konuşmalar yapılır , öğretmenlerin sıkıntıları dile getirilir , öğretmenlik mesleğinin kutsallığı anlatılır, gerekli ilginin gösterileceği tekrarlanır. Ancak daha sonra hepsi unutulur. Bir daha ki 24 Kasımda öğretmenler tekrar hatırlanır, aynı şeyler söylenir.
Gerçekten kutsal olduğu kadar , yorucu , özveri isteyen bir meslektir öğretmenlik. Herkes bu meslekte başarılı olamaz. Her şeyden önce sabır, hoşgörü ve sevgi ile yoğrulmamış kimselerin mesleği asla öğretmenlik olmamalıdır….
Öğretmen , çocuğun ilgisini derse çekmeyi bilmeli . İster ilkokulda ders verin , ister üniversitede olun, hiç fark etmiyor. Öğrenci ile olan iletişim çok önemli. Her şeyden önce öğrenci sizi sevecektir. Siz de öğrencinizi sevmelisiniz . Sadece bilgi aktarmak yeterli değil , onlara hayatın gerçeklerini yavaş yavaş anlatmak gerekir.
Üniversitede ders verdiğim yıllarda , bazan dersi keser , öğrencilerime yurt dışında yaşadığım ve gördüğüm tecrübelerimi aktarırdım. Amacım , onları hayata hazırlamaktı…
Sadece ders anlatmanın yeterli olmadığını hepimiz kabul etmeliyiz.
ÖĞRETMENLERİMİZ NASIL YETİŞİYOR?
155 yıllık geçmişi olan eğitim modelimizde 31 farklı sistemde öğretmen yetişmiş. Bu kadar değişik sistem aslında bir bilgi kargaşası oluşturmuş .155 yıl sonra halen de eğitim sistemimiz yerli yerine oturmamış kargaşa sürüp gitmektedir…Bakanlık ,öğretmen , öğrenci, veliler ne yapacağını bilmiyor. Milli eğitim , bir ülkenin kalkınmasında en önemli kurumudur. İleri teknolojiye giden yolda bilgi öndedir ve bunu iyi eğitim almış öğretmen verir. Öğretmen iyi yetişmemişse , öğrenciye verebileceği fazla bir şey zaten olmaz.
Üniversite hocalığı daha farklıdır. Üniversitelerde bilgilerinizi yenilemek zorundasınız. Yerinizde sayamazsınız. Kendi bilim dalınızdaki yenilikleri adım adım takip ederek öğrenciye vermeniz gerekir … Buna rağmen Üniversitelerde bile kendini yenilemeyen hocalar vardır.
ÖĞRETMEN GEÇİM KAYGISINDA OLMAMALI
Yabancı ülkelerde , özellikle de gelişmiş Avrupa ülkelerinde öğretmenlik birinci sınıf meslekler arasındadır. Eğitimciler maddi yönden sıkıntı çekmezler. İlk , Orta , lise , kolej v.b eğitimde görevli hocalar emeklerinin karşılığını alırlar . Üniversitede de bu değişmez bir kuraldır. Eğitimci örnek bir kişidir. Her bakımdan bu örnekliğini sürdürmek zorundadır. Maddi sıkıntı yaşayan öğretmen nasıl örnek olabilir ?. Türkiye ‘de bu sıkıntının olduğunu hepimiz biliyoruz.
Eğitimde temel kurallar hükümetlere göre değişikliğe uğruyor. Bu kuralların rayına oturmadığı gerçeği de öğretmenleri rahatsız ediyor.
Bu görüş ve temennilerle fedakar hocalarımızın “Öğretmen gününü “kutlarım ..