Her şey bizim için olsa da, aslında hiçbir şeye sahip değiliz.


Her şey bizim için olsa da, aslında hiçbir şeye sahip değiliz.
Neyimiz var ki, aslında bize emanet olmayan? Aldığımız nefes bile emanetken, hala düşünmez miyiz? Biz kimiz, neyiz? Öyle büyük bir gücün yanında nasıl da aciziz. Bizim olduğunu sandığımız şeyleri bir kenara bırakın, emanetlerin bile kıymetini bilmiyoruz ki. Güneş bize rağmen doğar, dünya bize rağmen döner, doğa bize rağmen yaşar ve biz bunların sırtından geçinip gideriz. Sonsuz zamandan beri var olanın yanında, fani olan bizler neye, kime kafa tutarız? Yaratan elbette yarattıklarını mükemmel düşlemiş ve öyle yaratmıştır. İnkâra gerek yok, inanca gerek var. İsyana gerek yok, tedbire gerek var.
Bir bütünün parçası yara aldı, elbet bunu saracağız ve emanetlerle yaşam devam edecek. Deprem doğanın bir gerçeği buna engel olamayız elbette ama eminim ki tedbirli olmak, olası risklere karşı önlem almak, güvenilir yapılar yapılmasını sağlamak yaraları en aza indirerek emanet hayatımızı daha uzun kılacaktır.
Kaybedilen canlara Allahtan rahmet diliyor ve bu acıdan sağ kurtulanlara geçmiş olsun diyorum. Hepimiz adına sabırlar diliyorum. Ancak bu acıyı kendi acısı gibi duyumsayıp, canını dişine takarak bir can daha kurtarmak adına, gece gündüz demeden ve inançlarını bir an bile yitirmeden çalışan, çabalayan kurtarma ekibindeki tüm canlar, lütfen siz de bizlere hakkınızı helal edin, keza emin olun hepimizin olduğu kadar yetişemediğiniz canların bile hakkı size helaldir.
Sanırım sözün bittiği yer burası olmalı…
Banu BALAT