MUĞLA SEVDALISI PAMUK’TAN 18 MART PAYLAŞIMI
MUĞLA SEVDALISI PAMUK’TAN 18 MART PAYLAŞIMI
CHP Bilim Kültür Sanat Platformu Üyesi Elektrik Elektronik Mühendisi Andaç Pamuk, 18 Mart Çanakkale Zaferi dolayısıyla paylaşımda bulundu.
“18 MART 1915 SABAHI”
Mart ayazında bölük pörçük tedirgin uykusundan kendiliğinden uyanmıştı Fethiyeli Ali Çavuş.Bu sabahki ileri gözcülük nöbeti ondaydı.Yorgun arkadaşından devralıp nöbete başladığında daha yaşına girmemiş oğlunu düşündü. Artık gelse de şu gâvur, bir güzel hadlerini bildirsek diyordu içinden, bildirsek ki eve dönüp oğlumu bir görsem…İçindeki ses kararlı, inanmış ve öfkeliydi. Nasıl olmasındı ki, haftalardır seferberliklegönderildiği bu cephede ha geldiler ha gelecekler diye beklemek herşeyden daha zor geliyordu çoğu zaman.Kumandanı Halil Bey’e geçen gün verdiği sözü hatırlayıp hafifçe tebessüm etti. Harp bitip de önümüzdeki bayram geldiğinde Tavaslı kumandanına ziyarete gideceklerdi, oğluna el öptürecekti. Yaşı kumandanından büyük olmasına rağmen onu çok sever ve sayardı, bir ağabeyi gibi.Gözleri ufku bu düşüncelerle tararken, çok açıkta Limni tarafında deniz üstünde yükselen dumanı gördüğünde saat 10’u biraz geçiyordu.Hafifçe eğilip iyice dikkat kesildi. Tereddütünün geçmesi kısa sürdü, deniz üstünde kendilerine doğru gelen kalabalık, kara dumanlı demir düşman gemilerdi.Hemen yakınındaki nöbetçi subaya bağırıp düşmanın geldiğini haber verdi. Heyecanlıydı. Çavuş hayatında hiç bu kadar büyük demirden gemi görmemişti, üstelik onlarcası yaklaşıyordu, panikledi.Gözcü çukuruna inen nöbetçi subay Yüzbaşı Halil Bey manzarayı gördüğünde, çavuşusakinleştirmekte biran bile duraksamadı şaşkınlığı anlaşılmasın diye. Ama aslında o da beklemiyordu bu kadar çok düşman gemisini. Genç ve akıllı adamdı Halil Bey, durumunciddiyetini hemen anladı.Düşmanın donanmasının harekete geçtiğini telefonla üstlerine haber vermek için koşarken yaklaşık olarak ne zaman boğaza gireceklerini hesaplamaya çalıştı. Çok vakit yoktu, 10:30’da burada olurlar dedi komutanına. Yaklaşan düşman dediğinin o zamana kadarki dünya tarihinin en büyük donanma saldırısını yapacak olan yenilmez armada olduğunu tahmin edemedi. Telefonu kapattı, masaya yaslandı, dünya tarihi bu günü yazacak diye düşündü. Günü düşündü, 18 Mart 1915’ti.Hemen koştu askerlerinin yanına, tertip aldırdı hazırladı onları. “İşte aslanlarım” dedi,“geliyorlar!”.Birazdan buraya varacaklar, ama buradan geçemeyecekler diye bağırdı. Sesindeki inançaskerlerdeki güveni iyice artırmıştı. Kumandanının sesini yaklaşan düşmanı izlediği gözcü çukurundan duyan Ali Çavuş’un tüyleri diken diken oldu. Heyecanı gitmiş, sanki yeniden doğmuş, hırslı bir cesaret gelmişti üzerine.Hiçbiri birazdan orada nasıl bir kıyamet kopacağını tahmin edemiyordu. Tek istedikleri artık gelsinler, dövüşsünler ve kazansınlardı.Ve öyle de oldu. Geldiler, dövüştüler, kazandılar.Saat akşamüstü 6’yı geçerken tabyada sağ kalan askerler ağır yenilgiye uğramış düşmangemilerinin çekilişini izliyordu. Ali Çavuş’un gözleri doldu.Cehennem bitmişti, kazanmanın gururunu yaşamak istiyordu, ah bir de kumandanı Halil Bey yaşasaydı…
Tüm aziz şehitlerimizin anısına.