Başkan Saatcı, basınla bir araya geldi.
Başkan Saatcı, basınla bir araya geldi.
Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Fethiye’de görev yapan tüm basın mensuplarını kahvaltı da bir araya getirdi. Basının her kademesinde çalışan personelin yer aldığı kahvaltıda konuşan Başkan Saatcı, ülke bu durumdayken, coşkulu bir kutlama töreni hazırlamadıklarını söyledi. Kahvaltı yoğun katılım ile gerçekleşirken, basın mensuplarının eski fotoğraflarının yer aldığı slayt gösterisi ilgiyle izlendi.
Fethiye’de görevli yerel basın, ulusal basın ve ajans temsilcilerinden oluşan yaklaşık 70 basın çalışanını Yardımcıları Mehmet Yılmaz Cesur, Mete Karacadağ, Mete Atay’la birlikte kapıda karşılayan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, sabah kahvaltısı boyunca konuklarıyla yakından ilgilendi.
“Ülkemiz bu durumdayken çalıp, oynayamayız”
Programın açılış konuşmasında kendilerini çalışma arkadaşları olarak gördüğü basın mensuplarına katılımlarından dolayı teşekkür ederek başlayan Başkan Saatcı, “1999 yılından itibaren ilk acemilik döneminde örneğin, Erdal ağabey bizim hakkımızda kötü bir şey yazarsa, hemen tepki veriyorduk. Hâlbuki daha sonra anladık ki, aslında olumsuz yazılan şeyler, bir siyasetçi için o kadar büyük bir fırsatmış ki… Daha sonra tecrübe kazandıkça bu huyumuzu da değiştirdik. Biz Allah var hepinizi çalışma arkadaşlarımız olarak gördük. Eski fotoğraflara bakınca, daha coşkulu bir şekilde bu bayramları kutladığımızı gördüm. Geçen sene çadırda sessiz sedasız bir gazeteciler günü kutladık. Bugün de bir kahvaltı da bir araya geldik. Ülkemiz bu durumdayken biz burada çalıp, oynayamayız” dedi.
“Bu şekilde döviz düşmez”
Başkan Saatcı konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Arkadaşlar daha önce de ifade ettim. Türkiye’nin önceliği güvenliktir. Türkiye’nin önceliği yeni bir anayasa değişikliği ya da yeni bir sistem değişikliği değildir. Güvenli bir ülke olmadan hiçbir şey olmaz. İkinci olmazsa olmazımız, adaletin bağımsızlığıdır. Yeni getirilecek yasayla adalet resmen bağımlı hale getiriliyor. 1800’lü yıllarda Islahat fermanı, Tanzimat fermanı, GülhâneHatt-ı Hümâyûnu gibi geri gidecek ülkemiz! Halbuki dışardan dövize müdahale ederek, dövizin düşeceğini umuyoruz. Ekonomi ne kadar dışardan müdahale edilirse, o kadar kötü gider. Serbest piyasa ekonomisi, hukuk güvencesi olmadan dışardan müdahaleler ile ‘bozdur’ demelerle bu ray düzene girmez. Burada basın mensubu arkadaşlara çok büyük sorumluluklar düşüyor. Aslında hepiniz kaleminizle çok şeyler yapabilirsiniz. Şuan bu ülkede kahraman olmaktan daha kolay bir şey yok”
“Özgür milletvekillerine ihtiyacımız var”
“Anayasa görüşmeleri sırasında meclise baktığınızdaki o fotoğrafı görünce, ‘bu mu benim milletvekillerim, bu mu benim seçtiğim insanlar’ diyerek hayıflanmak elde değil.Bunun iki tane sebebi var. Artık Türkiye’de bağımsız fikrini söyleyebilen, özellikle siyasetçi sayısı yok olmaktadır. Bunun da sebebi, bir diğer seçimde aday olmanın kendisine vermiş olduğu fırsatı değerlendirebilmek için liderlerin iki dudaklarının arasında kalmalarıdır. Ülkemizin fikrini açıkça dile getirebilecek, bağımsız, hür, özgür milletvekillerine ihtiyacı vardır. Biat kültürüyle, bağımlı bir şekilde olan milletvekilinin, çıkartacağı yeni anayasanın bu ülkeye hiçbir katkısı olmaz. ‘Ben bunu dersem ya da yaparsam, benim genel başkanım bize ne yapar?’ endişesi herkesi sarmış vaziyettedir. Seçim sistemi zaten bağımsızlığı engelliyor. Seçim sistemi ve siyasi partiler yasası değişmediği sürece bu biat kültürü devam edildiği takdirde, Osmanlı’nın 1800’lü yıllarındaki çöküş dönemindeki gibi ülkemiz hızla ilerliyor”
“İllahi yeni anayasa aranıyorsa, o 1924 anayasasıdır”
Birinci Özal hükümetinden ve 2002-2007 Ak Parti hükümeti döneminden çok umutluydum. Herhalde iktidarda uzun süre kalınınca, sanırım seçilmiş değil, atanmış olarak görülüyor. İnşallah aklı selim galip gelsin ülkemizde. Bizim şuan yaptığımız gibi farklı düşünceleri bir masada toplayalım. İllahî örnek alınacaksa, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923’de devlet olurken oluşturduğu sistemdir.İllahi yeni anayasa aranıyorsa, 1924 anayasasıdır. Bundan daha demokrat, daha özgürlükçü bir anayasa yoktur”
Erdal Orhan, büyükşehir yasasını eleştirdi.
Gazeteci Erdal Orhan ise, Bülent Ecevit tarafından başlatılan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü Başkan Saatcı tarafından her yıl hatırlanmasının önemine değindi. Erdal Orhan, “Başkan bundan 6 ay önce yine bugün söylediği gibi ülkemizin en önemli konusunun can güvenliği olduğunu söyledi. Bunu söylemek aslında siyasi partilerin görevidir. Ancak bu belediye başkanı ‘ülkemizin en önemli konusu güvenliktir’ ifadesinin ardından gelen şehitlerin haddi hesabı yoktur” diye konuştu. 6360 Büyükşehir Yasası’nı eleştiren Orhan, yasanın girişinde yer alan maddeyi basın mensubu arkadaşlarıyla paylaşarak, ‘Vatandaşa hizmetin en yakın makam tarafından verilmesi’ yazıyor. En yakın demek, Bekçiler’e en yakın yer Muğla olduğundan dolayı Muğla oraya hizmet götürüyor. Yerinden yönetim bu olsa gerek” diye konuştu.