Dolar 32,3786
Euro 34,7155
Altın 2.428,38
BİST 9.988,92
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla 26°C
Az Bulutlu
Muğla
26°C
Az Bulutlu
Sal 25°C
Çar 24°C
Per 22°C
Cum 18°C

Kalp Yarası

Kalp Yarası
REKLAM ALANI
Kasım 14, 2023 5:58 pm
207
A+
A-

Kalp Yarası

İster gül olsun ister leylak; ister papatya olsun ister zambak. Bir vazo kırıldıktan sonra anlamı kalır mı o çiçeğin kokusunun, renginin, şeklinin, cinsinin? Kırılan bir vazonun parçaları kolay kolay birleştirilebilir mi? Birleşse bile eskisi gibi olabilir mi? Eskisinin yerine tutabilir mi? Kırık izleri geçebilir mi? Kırılmış bir kalp; yüzün gülse, gözlerin parıldasa bile düzgün bir ritim ile sana eşlik edebilir mi? Tek bir özürde yapıştırılabilir mi? Sarılabilir mi basit bir sargı ile?

Hayır tabii ki…

Çünkü kalp, sanıldığının aksine basit ya da açık bir yara değil! Kalp eşi ve benzeri olmayan, en hassas ve en derin yaradır.

Çok kırarlar bazen seni. En hassas noktana dayarlar hançeri. Yavaş yavaş ama bir anda açarlar yaranı. Beklentisizsin ya zaten: ne kapanabilir ne sarılabilir o yaran. Gün gelir iyileşir sana can veren damarların.

İyileşir dedim ama bahsettiğim vazo gibi bir iyileşmedir bu… Kalbinin en derinlerinde  kırılan bu yerin izleri ince bir kılcal damar gibi izini taşır daima. Belki bir zaman sonra unutursun ama gün gelir bir şekilde tekrar hatırlarsın.

Her kırılış bir vazo gibidir ve bana kalırsa insan da kırılana kadar üç farklı şekilde düşer. Birincisi fiziki düşüştür: Kaldırımdan düşmek gibidir. Yalnızca bedenin acır.

İkincisi fiili düşüştü: gözlerden düşer değerini ve seviyesini acıtır.

Bir de üçüncüsü vardır ki bu da ne fiili ne de fizikidir. O en büyük düşüştür ki kalplerden düşer. Fakat kalpten düşen kişi değil de o kalbin sahibinin canını acıtır. Bir ruhu yaralar, acıtır. Ne iyileştirebilir ne de normal bir ritim ile devam ettirebilir. İşte bu duyguyu yaşayan insan aynı bir vazo gibidir. Bir yerden zemine düşen bir vazo gibi…

Paramparça olur önce, her yere savrulur. Sonra alır birisi eline ve o kırılan parçaları tek tek toparlar. Yavaş yavaş yapıştırır. Fakat yapıştıran kişi de biliyordur ki ne kadar parçaları bütünleştirmeye çalışırsa çalışsın kırılan yerlerin izleri hep kalır. Kimi yerlerinde derin kimi yerlerinde anlaşılması zor izlerdir bunlar. Ama ne olursa olsun ben kırıldım, diye kendisini belli eder. Gün gelir bakan kişi zamanla alışır ve sanki hiçbir şey yokmuş gibi görür o vazoyu. Fakat eline aldığında, detaylarına baktığında hâlâ bir yerlerinin kırık olduğunun farkına varır. Kalbinin parçalarının hâlâ o izleri taşıdığı bilinci yeniden yerleşir zihninin bir köşesine.

Anlayacağınız kırılan kalp hiçbir zaman iyileşmez. Belki yüzeysel olarak baktığında bir bütün olarak görünür ama o kalbin içine girdiğinde hâlâ izler taşıdığını görürsün. Bu izlerin oluşumu ise basit ve kısa süreli bir acıdan ibaret değildir. Çünkü kalp denilen bir cam parçası değil bir can parçasıdır. Son olarak, unutmayın ki yara bandının kapatamadığı tek bir yara vardır ki ismi kalp yarasıdır…

En çok incinen, en çok kırılan yerdir orası…

Hümeyra Karaboğa

REKLAM ALANI
ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.