Ortacada 24 Kasım Öğretmenler günü kutlandı
Ortacada 24 Kasım Öğretmenler günü kutlandı
24 Kasım Öğretmenler gününde Ortaca’da kutlama programı düzenlendi. Öğretmenler günü dolayısıyla ilk tören Atatürk anıtına çelenk sunumuyla başladı. Bazı kurum amirleri ve öğretmenlerin de katıldığı tören Ortaca Şehit Er Gürsel Çelik ilkokulu salonunda devam etti.
24 Kasım Öğretmenler günü kutlama programı İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmet Hasgül’ün konuşması, stajyer öğretmenlerin yemin töreni, şiir ve kompozisyonların okunması ve ödül töreni ile sona erdi.
-“Milli Eğitim” önemli olmaktan da öte hayatidir
MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan yaptığı açıklamada “Tüm öğretmenlerimizin sevgi ve saygıyla anıldığı, sorunlarının gündeme daha fazla getirildiği, gösterdikleri emek ve çabaların diğer günlere nazaran daha fazla hatırlandığı anlamlı bir yıl dönümünün içindeyiz” dedi.
Erdoğan, “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “Başöğretmenlik” unvanının verilmesinin üstünden 87 yıl geçti. Bu süre zarfı içerisinde onun ve Türk milletinin ülkülerinden olan “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” insanlar yetiştirme gayretindeki çok kıymetli binlerce şahsiyet bu kutsal görevi yerine getirmiş, adlarını geleceğe taşımışlardır.
Türk milleti kadim tarihi boyunca ilme çok büyük önem vermiştir. Bu sayede de şahsiyetli ve donanımlı nesiller yetiştirilerek varlığını bugünlere taşımıştır. Özellikle Cumhuriyetimizin kuruluş sürecinde ve bu süreci takip eden milli kalkınma yıllarında öğretmenlerimizin ve yetiştirdiği şahsiyetlerin rolü tartışılmaz derecede büyüktür. Türklük bilinciyle donatılmış ışık saçan beyinlerin kaynağı olan öğretmenlerimiz vatan topraklarımızın aydınlanmasına da öncülük etmiştir. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki; aydınlığın kaynağı öğretmenlerimizin bu katkıları unutulmamış ve bundan sonra da asla unutulmayacaktır.
Yine unutulmamalıdır ki; hem dünya hem de ahiret saadetinin kapısını açacak kilit eğitimdir. Manevi ve milli kaynaklarımızın da işaret ettiği gibi “Milli Eğitim” önemli olmaktan da öte hayatidir. Bu minvalde eğitimin mihenk taşı öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Öğretmenliğin toplum içindeki hak ettiği itibarı tekrar kazanması için köklü yasal değişikliklerin yapılması gerektiği de ortadadır. Bu yönde yapılacak olan bütün çalışmalara katkı sağlamak da bizim boynumuzun borcudur”
-“Araştıran, üreten ve düşünen bir nesil için öğretmenlerimize değer verelim”
CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir de mesajında, “değerlerine sahip çıkan, ilerlemiş bir ülke tanımını ancak öğretmenlerimize verdiğimiz değer ile ölçebiliriz” dedi.
Demir “Başöğretmen sıfatıyla Ulu Önder Atatürk, zaferlerin kalıcı sonuçlarının ilim irfan ordusuna sahip olmaktan geçtiğini belirtmiştir. Bu anlamda aydınlık, üreten ve düşünen bir neslin yaratılması Cumhuriyetin temel değerlerinden birisidir. Bu sebeple 24 Kasım, bu önemli görevi gerçekleştiren, eğitim sisteminin temel taşları öğretmenlerimizin onurlandırıldığı bir gündür.
Değerlerine sahip çıkan, ilerlemiş bir ülke tanımını ancak öğretmenlerimize verdiğimiz değer ile ölçebiliriz. Türkiye’de eğitim sistemimiz gericilik sarmalı içerisinde, öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin mağduriyetlerini her geçen daha da arttıran bir sistem haline dönüşmüştür. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, siyasi kadrolaşma, 4+4+4 sonrası yaşanan okul dönüşümleri, özür grubu atamalarında yaşanan sorunlar, eğitim yöneticilerinin sendikal-siyasal referanslara göre belirlenmesi, eğitimin dini kurallara göre “tek din, tek mezhep” anlayışına uygun olarak düzenlenmesi gibi olumsuzluklar, yaşanan sorunları daha da arttırmaktadır.
Ayrıca bütçeden de yeterince payı alamayan eğitim sistemimiz özelleştirme kıskacındadır. 2014 yılı için 56 milyar TL olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin, bir önceki yıla göre daha düşük bir oranda, 2015 yılı Bütçe Kanunu Tasarısında yüzde 11 artışla 62 milyar TL’ye çıkarılmıştır. Kamu kaynakları her fırsatta özel okullara aktarılırken, velilerin cebinden yaptığı eğitim harcamaları her geçen yıl artmıştır. Türkiye’de eğitim harcamaları bakımından en yüksek ve en düşük gelir grubu arasındaki fark ise yüzde 14’e çıkmış durumdadır.
Bu sistem içerisinde özellikle öğretmenlerimizin durumu giderek daha da kötüye gitmektedir. Büyük bir heyecanla eğitim fakültelerine giren ve dört yıllık bu bölümlerden mezun olan gençlerimiz atanamamakta, özel okullarda ya da ücretli öğretmen olarak düşük ücretlerde çalıştırılmaya mahkum edilmektedir. 140 bin öğretmen açığı olan ülkemizde, birçok okul öğretmen açığını ücretli öğretmenler ile daha ucuza kapatmakta, buna karşılık ise 70 bin öğretmen atama beklemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sadece 40 bin kadronun verildiği, branş öğretmenlerine ise neredeyse hiç kadronun açılmadığı bir ortamda gençlerimiz umutlarını yitirmektedir.
Öğretmenler yoksulluk sınırının altında maaş almaktadırlar. Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içerisinde en çok çalışan ancak en az kazanan öğretmenler olarak sıralamada yer almaktadır. Ülkemizde öğretmenlerin büyük bölümü geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır. Tüm bunların yanında öğretmenlerimiz norm fazlası olarak sürgün edilmek, siyasal iktidarın hedefi olarak mağdur edilmek, sendikal mücadele sonucunda ceza almak tehdit ve baskısı altında yaşamaktadırlar.
Tüm bunlara ek olarak, Milli Eğitim Bakanlığı eğitim yöneticisi adaylarının atamalarında gerçekleştirilen adaletsizlikler ve siyasi kadrolaşma ile adeta bir hukuksuzluk örnekleri ortaya koymuştur. Sözlü sınav esasında yapılan atamalarla, sendikal faaliyet yürüten tüm yöneticilerin devre dışı bırakılması operasyonu yürütülmüştür. Gerçekleştirilen atamalarla emek vererek birçok insanın hakkı yenmiştir.
Unutulmamalıdır ki; öğretmenleri mutlu olmayan bir toplumun ilerlemesi olanaklı değildir. Çünkü öğretmenlerimiz bu ülkenin aydınlık yarınlarını inşa etmektedirler. Mesleğine kendisini veremeyen, yarını nasıl çıkaracağını kafasında sürekli olarak evirip çeviren, mesleki güvencesi olmayan, itibarı zedelenmiş bir öğretmenin bu topluma faydalı olmasını bekleyemeyiz. Bu sebeple de, öğretmenlerimizin durumlarının iyileştirilmesi konusunda önemli adımların atılması şarttır. Başta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olmak üzere hükümet ve diğer yetkili kurumlar öğretmenlerimizin yükselen çığlığına kulak vermelidir. Bu, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmek için Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun ışığında yürüyen aydınlık eğitim emekçilerine borcumuzdur. Öğretmenlerimizin insanca koşullarda yaşayabileceği bir Türkiye’de, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aydınlık, araştıran, üreten ve düşünen bir nesil yetiştirmek üzere bayrağı devralan tüm öğretmenlerimizim 24 Kasım Öğretmenler günü kutluyorum”.
-Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna işaret eden Ortaca Belediye başkanı Hasan Karaçelik, “bir mum misali hayata bakış açımızı aydınlatıp yaşamımıza yön veren öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü kutluyorum” dedi.