Yuvarlakçay da özgür aksın, Fırat da
Yuvarlakçay da özgür aksın, Fırat da
Geçtiğimiz yıl Avrupa’nın birçok ülkesinde, 175 farklı noktada düzenlenen Büyük Atlama, bu yıl Köyceğiz Yuvarlakçay’ın da aralarında bulunduğu Muğla’da Akyaka-Gökova Kadın Azmağı, Yeşilvadi-Fethiye Kızıldere, İstanbul’da Burgazada, İzmir’de Akarca, Seferihar, İmeceevi, Menemen, Yeni Plaj, Foça, , Ankara’da Süvariçayı, Batman’da Hasankeyf, Şanlıurfa’da Birecik, Bursa’da Darka-İznik Gölü ve Karacabey, Mersin’de, Tarsus-Karasu Şelalesi, Kazdağları’nda Mıhlı Şelalesi, Çanakkale’de Lapseki-Gürecealtı, Tunceli’de Çemişgezek-Tağar Çayı olmak üzere Dicle’den Fırat’a, Muğla’dan İstanbul’a Türkiye’nin bütün bölgelerinde birçok nehirde, gölde ve denizde gerçekleştirildi.
Büyük Atlama’nın amacı bir yandan nehirlere yapılan müdahalelere dikkat çekerken, bir yandan da nehirlerin, göllerin ve denizlerin bizim için ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduklarını bizzat suya dokunarak hatırlamak.
-Sadece biyoçeşitliliğimizi değil; kültürlerimizi, köklerimizi de kaybediyoruz
Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nehirlerin üzerindeki tehditlerin başında barajlar ve HES’ler geliyor. Anadolu’nun hemen hemen tüm dereleri, nehirleri enerji üretimi gerekçesiyle şirketlere devredildi. Yüzlerce yıldır vadisinde doğa dostu geleneksel bir yaşam sürdüren yerel halkın geleceği ile birlikte Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin yüzde 80’i de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz yaptığı açıklamada “Doğal ve kültürel mirasımızı yok eden yatırım projeleri vicdana ve hukuka rağmen hızla devam ediyor. Daha geçtiğimiz ay Anayasa Mahkemesi Ilısu Barajı Projesi gibi yatırımları Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinden muaf tutan Çevre Yasası’nın ilgili maddesini iptal etti. Normal bir hukuk devletinde bu kararın gereğinin yapılmaması akla bile gelemeyecekken Türkiye’de ise tüm bu hukuksuz projelere devam ediliyor. Oysa nehirler yaşamın temel kaynağı. Barajlar ve HES’ler ile yok edilen her nehir ile birlikte tüm canlıların can damarı kesilmiş oluyor.” dedi.