Çevreciler kaygılı
Çevreciler kaygılı
“İztuzu’na yapılaşma endemik türleri yok eder”
Ortaca’ya bağlı Dalyan İztuzu plajına yapılması planlanan eni 19, boyu 20 metre ve caretta caretta şeklinde tasarlanan hastanenin projesinin iptali için Muğla İdari Mahkemesine 4 Kasım 2013 tarihinde imar planına karşı yürütmenin durdurulması için dava açan platform üyeleri bölgenin endemik türlere de ev sahipliği yaptığını dile getirerek projenin derhal durdurulmasını istediler.
İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu (İKUP) sözcüsü Murat Demirci “İztuzu ormanında, nesli tükenmekte olan türlerin yaşam alanları tehdit altında” uyarısında bulundu. Demirci projenin tekrar gözden geçirilerek Dalyan merkeze yapılması gerektiğini söyledi.
İztuzu’na yapılaşmanın endemik türleri yok edeceğini ifade eden Murat Demirci çevrecilerin kaygılarını şu şekilde dile getirdi.
-Gelişmeler kaygı verici
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Deniz Kaplumbağaları Rehabilitasyon ve Araştırma Merkezi’nin (DEKAMER) talebi üzerine deniz kaplumbağası hastanesi projesi sebebiyle Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki İztuzu ormanında 22 dönümlük orman arazisi tahsis etmiştir. 2013 yılı sonlarında Bakanlıkça onaylanan bu tahsis ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ilgili izinleri, yine aynı Bakanlıkların sorumluluğunda olan koruma altındaki İztuzu ormanının imara açılması ve bunun sonucunda bölgede yaşayan ve nesli tehlike altında olan türlerin yaşam alanlarının yok olması anlamına gelmektedir. İztuzu’nun böyle bir proje yoluyla imara açılmasını engellemek üzere vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşlarınca kurulmuş olan İztuzu Kumsalını Koruma Platformu (İKUP), koruma alanına yapılacak bu projenin onaylanmasını ve akabinde ormanlık alanda 124 adet ağacın numaralandırılmasını kaygıyla karşılamaktadır. Bu konuda bir websitesinde yayınlanan makalede Orman ve Su işleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “İzin alanı bozuk kızılçam ile yaşlı kızılçam oluşan orman formundadır. İzin alanında uygulanacak kesin projeye göre en az sayıda ağaç kesilmesi öngörülmektedir” denilmektedir. Bu ifade, ağaçların neden numaralandırıldığına ve orman alanının özellikle neden DEKAMER’in kullanımına tahsis edildiğine açıklık getirmemekte, DEKAMER’in Müdürü Prof.Dr. Yakup Kaska’nın alanda ağaç kesilmeyeceği yönündeki beyanıyla çelişmektedir. İşin ilginci, Dalaman Orman İşletmesi, sorumlulukları bölgesinde yer alan bu alandaki ağaçların kendilerince numaralandırılmadığını ifade etmiştir.”
-Göcek Karasemenderi yok olur
Dünyaca ünlü İztuzu kumsalı, nesli tehlike altında olan İribaş ve Yeşil deniz kaplumbağalarının doğal yaşam alanıyken, kumsalın hemen bitiminden başlayan ormanlık alan ise, Göcek Karasemenderi (Lyciasalamandra fazilae) olarak bilinen ve dünyada sadece Muğla’da bulunan ‘endemik’ bir türe ev sahipliği yapmaktadır. Bu semender, yaşam alanlarının tahrip edilmesi sebebiyle Uluslarası Doğa Hayatını ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) nesli tükenme tehlikesi altındaki türler için oluşturduğu ‘Kırmızı Liste’ye alınmıştır. Söz konusu alanda ağaçların kesilmesi de dahil her türlü inşaat, yapılaşma, yol açma ve yol genişletme faaliyeti bu endemik türün yaşam alanlarının tahrip edilmesi anlamına gelmektedir ve bu uygulama Türkiye’nin 1984 yılında imzaladığı Bern Sözleşmesi’ne ( Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi) aykırıdır. İKUP, nesli tükenme tehlikesi altında olan bu endemik türün yaşam alanlarına oluşabilecek tehdit ile ilgilenmekte ve bu konuya dikkat çekmek istemektedir. İKUP üyelerinin son 4 yılda yapmış olduğu bireysel gözlemlere göre Göcek Karasemenderi, numaralandırılan ağaçların bulunduğu proje alanını da içine alacak şekilde İztuzu’nun doğu tarafında varlık göstermektedir (video 8 Ocak 2014, LQ video – HQ video). Ağaç kesimi uygulaması ve inşaat faaliyetleri, IUCN’nin 2 2007 yılı değerlendirmelerinde de en ciddi tehlike olarak belirlediği ‘yaşam alanı kaybı’na neden olacaktır. IUCN değerlendirmesinde bu endemik türün Muğla ilinde sadece 5 bölgede ve 5.000 km2 den daha az sınırlı bir alanda dağıldıkları belirtilmektedir. Cemal Varol Tok’a göre (2006), bu türün bölgelere dağılımı net bir şekilde ortaya çıkmaktadır ve yaşam alanlarının kalitesi ve boyutlarında devam eden bir gerileme ve azalma mevcuttur. Bu tür aynı zamanda İztuzu Kumsalına yukarıdan bakmakta olan ormanlık alanda 3 da varlık göstermekte olduğundan, DEKAMER’e tahsis edilen alandaki tahribat bu türün yaşam alanlarının bölünmesine katkıda bulunacaktır. DEKAMER Müdürü Prof.Dr. Yakup Kaska, Göcek Karasemenderi üzerine de çalışmalar 8 yapmış ve ayrıca bu semenderin IUCN bilirkişilerinden biri olarak katkıda bulunmuş bir bilim insanımızdır. Ne yazık ki, aynı bilim insanımız, üzerinde araştırma yaptığı Göcek Karasemenderinin yaşam alanının tam üstüne şu an bir bina inşa etmek istemektedir. İKUP, Pamukkale Üniversitesi ve Prof. Kaska’nın, sözkonusu proje izinleri ve alan tahsisini talep ederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne proje alanının aynı zamanda nesli tehlike altındaki Göcek Karasemenderinin doğal yaşam alanı da olduğu ve projenin bu yaşam alanına yukarıda sıraladığımız tehlikeleri arzedeceği bilgilerini vermediği kanaatindedir.
-Proje Dalyan merkeze yapılmalıdır
“Bu proje İztuzu kumsalında uygulanırsa, sebebi ne kadar bilimsel amaçlı olursa olsun kanun ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış olan, nesli tehlike altındaki endemik türlerin doğal yaşam alanında kanuna aykırı olarak bir bina inşa etmiş olacağız, ki hepimizin kaygılandığı ve karşı çıktığı budur. İKUP, bu sebeplerle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na Yürütmeyi Durdurma istemli imar planlarının iptali davası açmıştır. Platform olarak her fırsatta dile getirdiğimiz önerimizi tekrar ediyoruz: proje İztuzu kumsalı dışında; mevcut doğal hayatı tehdit etmeyecek, kanunlara uygun, sit alanının dışında, ve ayrıca turizme daha fazla istihdam yaratabilecek bir yer olması sebepleriyle Dalyan merkeze yapılmalıdır”
ÖMER KUNDAKÇI