ÜRETİCİLER EĞİTİLMEDEN TARIMDA İLERLEME ZOR
ÜRETİCİLER EĞİTİLMEDEN TARIMDA İLERLEME ZOR
Tarımsal üretime katılan herkesin eğitilmesi gerekir. Tarımda ileri gitmiş ülkelere bakılırsa , nüfusun % 10 ‘u veya daha azı toprakla uğraşır. Ama kendi ülkelerinin gıda ihtiyacını karşılarlar. Kendi topraklarında yetişmeyen gıda maddelerini dışarıdan alırlar. Almanya ‘da nüfusun % 9 ‘u , ABD ‘de % 7 ‘si , Hollanda’da % 9 ‘u toprakla uğraşır . Bunlar, büyük, teşkilatlı , her çeşit imkan ve ekipmanı olan , kendi kurduğu birliğin üyesi , kendi ülkesinin ve dış dünyanın tarımda ki gidişini izleyen profesyonel anlamda eğitilmiş üreticilerdir. Tarıma ayırdıkları toprak yeterli olduğu kadar her çeşit bakımı yapılıyor, besin elementleri ile takviye ediliyor… Tarımla uğraşan nüfusun yüksek olmasını hükümetler de istemiyor. % 7-10 gibi seviye yeterince üretim yapabiliyor…
Üreticiler eğitimden geçmişlerdir. Hangi ürünleri yetiştiriyorlarsa , bunların en kaliteli olanını üretir , birim alandan en yüksek verimi alır ve bol para kazanırlar. Üreticiler adeta bir araştırıcı gibi çalışır , verimi ve kaliteyi artırmak için tarım teşkilatı , üniversiteler ve araştırma kurumları ile birlikte çalışır , onların tavsiyelerine uyarlar…
ÜRETİCİ BİRLİKLERİ KURULMUŞTUR
Üreticiler birleşmiş , kooperatif veya birlikler kurarak organize olmuşlardır. Bireysellik hemen hemen yoktur. Aracı denilen tüccara fazla bir şans tanınmamıştır.
Küçük çiftçi yoktur. Profesyonel çiftçilik gelişmiştir. Üretimde belli bir standart vardır. Belli büyüklükte toprak sahibi değilseniz , bu mesleyi yürütme şansınz yoktur. İzin vermezler. Keza bilgi birikimi de istenir . Demek istediğim kısaca şu : Üretici sınavından geçmek zorunluluğu vardır. Bu sınav bir çok yönlüdür.
Üretici sertifikasını alan kimse devletten her türlü desteği de alabilir.
GERİ KALMIŞ ÜLKELERE BAKALIM
Sanayisi olmayan geri kalmış ülkeler genelde tarıma yönelmişlerdir. Nüfusun yarıdan fazlası toprağa bağımlı ise , bu ülkelerde yoksulluk ve gizli işsizlik vardır. Kendi ihtiyacını bile karşılıyamıyan , sözde üretici sayılan kocaman bir nüfus kalkınmaya engeldir. Biz bunlara üretici diyoruz. Oysa gerçek anlamda bunların fazla bir katma değer ürettikleri söylenemez..
Küçük topraklar üzerinde amatörce tarım yapan kimselerin aslında eğitime ihtiyaçları da yoktur. Bunlara bilgi götürseniz bile sizi dinlemez , yeni bilgileri kolay kabul etmezler. Geri kalmış , sözde tarım ülkelerinin durumu böyledir. Para kazanmadıkça yenilikleri benimsemezler. Yetiştirdikleri kendi ihtiyaçlarına bile çok kere yetmez..Bu durumda çiftçilere hizmet götürmekle görevli kuruluşların işi kolay değildir.
Gelişmiş ülkelerde çiftçiler yeni bilgilere ulaşmada her türlü yolu kullanırlar. Siz ona gitmeseniz bile , onlar sizin kapınızı çalarlar.
ÇÖZÜM NEDİR ?
Tarımda çalışan nüfusun oranı % 10-15 ‘lere çekilmezse ve nüfus sanayiye kaydırılmazsa , bu işin üstesinden gelmek kolay değil.Yıllardır biz de bu çaba içindeyiz , ama başarılı olmanın önünde çok engeller var. Hükümetlere çok iş düşüyor. Bu yönde başarılı bir politika geliştirilmedikçe , gelişmiş ülke olmak lafta kalacaktır