SOMA’daki ateş sönmedi
SOMA’daki ateş sönmedi
Ortaca’da Cumhuriyet Halk Partisi, Eğitim-Sen, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve İP üyeleri, Soma’da yaşanan maden faciasını ortak basın açıklaması yaparak protesto etti. Cumhuriyet meydanında toplanan grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen Ortaca Temsilcisi Nuri Demir, Soma’da yaşanan olayın iş kazası değil, cinayet olduğunu söyledi.
“Soma`daki katliamın sorumlularını biliyoruz. Bu bir iş kazası değil, cinayet! öfkeliyiz, hesap soruyoruz”
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi;
İşçi sağlığı ve güvenliğinin tamamen bir maliyet unsuru olarak görüldüğü ve maksimum karı elde etmek için en acımasız üretim süreçlerinde çalışmak zorunda bırakılan Soma`daki yüzlerce işçi kardeşimiz başından beri ölüme terk edilmişlerdir. Özelleştirme, taşeronlaştırma politikalarını sürdürenler, maliyet düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler, daha önceki madenci katliamlarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar, iş güvenliği yasasıyla işyerlerindeki denetimleri bile özelleştirenler Soma katliamının failidir ve hesap vermelidir.
Manisa`nın Soma ilçesi linyit kömürü üretimi yapan Soma Holding`e bağlı Soma Kömür A.Ş`ye ait bir ocakta meydana gelen trafosu patlaması sonucunda 200`ü aşkın işçi hayatını kaybetmiş, 100`ü aşkın işçi yaralanmıştır. Soma`da yüzlerce işçinin canına mal olan patlama bir kaza değil, yeterli iş güvenliği tedbiri alınmadığı için göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. 12 yıllık AKP iktidarı döneminde iş cinayetlerinde 12 bini aşkın işçi yaşamını yitirmiştir. Soma`da yaşanan katliam, bugüne kadar yaşanan iş cinayetlerinin en son ve en acı halkası olmuştur.
Türkiye`de her yıl maden ocaklarında onlarca işçi iş cinayetine kurban gitmesine rağmen bugüne kadar yaşanan ölümler karşısında hiçbir önlem alınmamış, göstermelik denetimler yapılmış, madenlerdeki çalışma koşulları ile ilgili en temel sorunlar göz ardı edilerek, katliam gibi cinayete resmen davetiye çıkarılmıştır. Soma`da yaşanan iş cinayetinin temel nedeni, yıllardır bütün itirazlara rağmen ısrarla hayata geçirilen özelleştirme ve taşeron çalıştırma sisteminin resmi devlet politikası haline getirilmesidir. Bugüne kadar yaşanan işçi cinayetlerinde olduğu gibi, son olarak Soma`da meydana gelen katliamın sorumlusu güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri almayı maliyet unsuru olarak gören patronlar ve AKP Hükümetidir.
29 Nisan`da üç muhalefet partisi Soma`daki maden ocaklarının araştırılması için ortak önerge vermiş, ancak söz konusu önerge AKP tarafından reddedilmiştir. AKP hükümetinin 2012`de çıkardığı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası`nın kağıt üzerinde kaldığı, gerekli denetimlerin yapılmadığı, üstelik bu denetimleri yapması gereken hükümetin, madenlerin denetlenmesi ile ilgili önergelerini reddettiği düşünüldüğünde, Soma`da yaşanan cinayetin asıl failinin kim olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Maden işçileri her yıl bir avuç kömür için bir ömür verirken, yaşanan cinayetleri “kader”, ya da “takdir-i ilahi” olarak açıklayıp, ölenlerin ailelerine sadece “rahmet” dilemek, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarında ısrarcı olmak yeni iş cinayetlerinin, yeni katliamların yaşanmasına davetiye çıkarmak anlamına gelmektedir.
Eğitim Sen olarak Soma`da yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizin ailelerine başsağlığı diliyor, göz göre göre yaşanan bu katliamın bütün sorumlularının derhal hesap vermesini istiyoruz. Cinayeti gördük, katilleri biliyoruz. Hesap soruyoruz.